Peygamberler Şehri Şanlıurfa Ve Balıklıgöl

Peygamberler Şehri Şanlıurfa Ve Balıklıgöl

ŞANLIURFA ŞEHRİ HRİSTİYANLIĞIN DEVLET DİNİ OLARAK KABUL EDİLDİĞİ, TARIM TOPLUMUNA GEÇİLEN VE ADEM İLE HAVVA ’NIN CENNETTEN KOVULDUKTAN SONRA GELDİKLERİ İLK YER OLARAK BİLİNİR. BU ÖZELLİKLERİNİN DIŞINDA ŞEHİR DÜNYADA EN ÇOK BALIKLIGÖL EFSANESİ İLE TANINMAKTADIR. İŞTE SİZE BU GİZEMLİ GÖLÜN YÜZYILLARDIR DİLDEN DİLE AKTARILAN HİKAYESİ...

Babil Kralı Nemrut, bir gece rüyasında kabus görür ve ülkenin ileri gelen kahinlerine gördüğü rüyayı yorumlatır. Kahinler hükümdarın yakın zamanda öldürüleceğini ve bunu yeni doğmuş bir erkek çocuğun yapacağını söylerler. Nemrut bunun üzerine o yıl doğacak bütün bebeklerin öldürülmesini emreder.

Peygamberler Şehri Şanlıurfa Ve Balıklıgöl

Bunu duyan Sara Hatun bebeğini korumak için bir mağaraya gizlenir ve orada doğurur. Çocuğun adı İbrahim’dir. Fakat bir süre sonra küçük İbrahim yaşadığı mağarada hükümdarın askerleri tarafından bulunur ve Nemrut’a götürülür. Nemrut çocuksuz olduğu için İbrahim’in canını bağışlar ve onu büyütmeye karar verir. Hükümdarın Zeliha adında bir kız evlatlığı daha vardır.

İbrahim, küçük yaşlarından itibaren yaşamını sorgular ve Rabbini aramaya başlar. En sonunda bu arayışlarının karşılığını bulur. Cebrail, kendisine artık peygamber olduğunu, bundan sonra Allah’ın sözcüsü olarak, putlara tapanları ve Allah’ı tanımayanları eğitmesi gerektiğini söyler. İbrahim peygamber , puta tapan babası Nemrut ile mücadeleye girmeye başlar. Fakat çabaları sonuçsuz kalınca bir gün saraydakitüm putları baltayla parçalar ve baltayı da son kalan en büyük putun üstüne asar.

Nemrut, İbrahim’i yargı önüne çıkarır. İbrahim, savunmasında putları üstünde balta olan en büyük putun parçaladığını söyler. Bunu duyan Nemrut bir taş parçasının böyle bir işi nasıl yapabileceğini sorar. İbrahim peygamber beklediği soruyu almıştır. Nemrut’a «Görüyorsunuz ya bir taş parçası tabii ki böyle bir şey yapamaz, ama siz bir taş parçasından medet umuyor sizi kötülüklerden korumasını bekliyorsunuz.» cevabını verir. İbrahim peygamber, bu olay üzerine insanların fikirlerinin yavaş yavaş değişmesini sağlayarak taraftar toplamaya başlar. Öfkeden çılgına dönen zalim hükümdar ve yargı kurulu ise İbrahim peygamber’in yakılmasına karar verir.

Kalede iki büyük sütun yaptırılır. Bunlar günümüzde urfa Kalesi’ndeki sütunlardır. İbrahim peygamber halatla mancınık görevi gören bu sütunlar arasına gerilir ve ateşe fırlatılır. Zeliha da babasını ikna edemediği ve İbrahim peygamber’e inandığı için kardeşinin arkasından ateşe atlar. Bu sırada Allah tarafından ateşe «Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol» emri verilir ve birden ateş suya odunlar da birer balığa dönüşür. Bu emir Kuran-ı Kerim’de Enbiya suresi, 69. ayette yazılıdır. İbrahim’in düştüğü gölün adına Halil-ür Rahman Gölü, kızının düştüğü yere de Zeliha’nın gözyaşları anlamına gelen Aynzeliha Gölü adı verilir. Günümüzde Balıklıgöl’ü oluşturan bu iki bölge kanallarla birbirine bağlanmıştır. İbrahim peygamber’in doğup büyüdüğü mağara da gölün hemen yakınındadır.

Efsanenin bundan sonraki bölümüyle ilgili iki hikaye vardır ve bu hikayeler birbirlerine benzerlik gösterir. İlk hikayeye göre putlara tapmaya devam eden zalim hükümdar Nemrut Allah’ın gazabına uğrar. Allah, ona bir kanadı olmayan sivrsinek gönderir ve bu sivrisinek hükümdarın kulağından içeri girer. Ülkenin hiçbir doktoru bu illete çare bulamaz. Nemrut, baş ağrılarını bir nebze olsun dindirebilmek için özel bir tokmakla her gün kafasına vurmaya başlar. Ağrısı arttıkça tokmağın şiddetini de arttırmak zorunda kalır ve en sonunda kafatası parçalanarak can verir.

İkinci hikayeye göre ise Nemrut, Allah’a karşı gökyüzüne uçabilecek büyük kartallar ve onların sırtında ellerinde mızraklarla savaşabilecek askerler yetiştirir. Gökyüzüne savaşa çıkan askerlerin döndüklerinde mızraklarının ucunda kanlar vardır. Nemrut bunu görünce büyük bir kutlama yapmaya karar verir fakat bu sırada gökyüzünden bir sivrisinek ordusu iner ve Nemrut’un ordusunu öldürür. Nemrut, bu olayı gördükten sonra sarayına kaçar ve sarayın her tarafını kapattırır. Fakat içeri sızan bir sivrisinek Nemrut’un burnundan kafasına girerek zalim hükümdarın ölümüne sebep olur.

Günümüzde Balıklıgöl’de yüzen kefal ve sazan türündeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilir ve gölde avlanmak yasaktır. Zaten sağlıksız su yüzünden balıkları yerseniz zehirlenebilirsiniz. Bu balıklara halk arasında askerbalık da denmektedir. Efsaneye göre bu balık lar ülkeye karşı herhangi bir işgal girişimi sırasında askere dönüşecektir.

Şimdi efsanelere inanmayanlar için gölün bilimsel açıklamasını da yapalım. Bu balıklar göle nasıl gelmişler? Bu sorunun cevabı göçmen kuşlarla ilgili olabilir. Oradan oraya göçen ve balık ve yumurtalarla beslenen kuşlar, her su birikintisinde yemek yemek için durduklarında kursaklarında kalan yumurtaları göle bırakarak burada diğer canlıların oluşumuna yol açmış olabilir.

Balıklıgöl peygamberler Şehri olarak bilinen Şanlıurfa’nın en turistik yeridir. Gittiğinizde mistik havasıyla insana huzur veren ortamıyla değişik bir atmosfere bürünürsünüz. Balıklı Göl’e girdiğinizde çevrenizi çocuklar sarar, bir yiyecek parasına size eşlik etmek ve Balıklı Göl’ün hikayesini anlatmak isterler. İşin garibi bu küçük çocuklar birden fazla dil konuşabilmektedir. Fakat, anlattıkları ezberledikleriyle sınırlıdır ve iletişim kurmanız hayli zor olabilir. Balıklı Göl’de oturup bir şeyler yiyip içebileceğiniz içebileceğiniz fıskiye manzaralı güzel bir kafe vardır. İsterseniz burada küçük bir kayıkla turistik bir seyahate de çıkabilirsiniz. Yöresel kıyafetler ilginizi çekiyorsa Balıklı Göl’de yöresel kıyafet satan dükkanlar da vardır. Alışveriş yapmak istemiyorsanız kıyafetleri giyip fotoğraf da çektirebilirsiniz.

Bu gizemli şehrin ve Balıklıgöl’ün sizi asla pişman etmeyeceğinin garantisini verebiliriz.