Çift düğümü sırrı

23.04.2019 | 11:01

Türkiye halıHer ülkenin yüzyıllar boyunca ülkeyle ilgili ‘kartvizit’ haline gelen kendine özel oluşturulduğu birçok imajı vardır. Örneğin yabancılar Belarus’u ‘MAZ’ ve ‘BelAZ’ kamyonları, Belarus traktörleri, Belaveja Ormanı’nın kuvvetli Avrupa Bizonları ve nihayet milli mutfağının ünlü olan Draniki Yemeği ile hatırlıyor.

Hayal gücü dar olan insanı bile şaşırtan, şahane, üstün ustalıkla yapılan halı, Türkiye’nin her yerinde şöhret kazanan ve kuşkusuz kartvizitlerinden biridir.

İnsanlığın en eski el sanatları arasında yer alan halı dokumacılığı bugünün Türkiye topraklarında yüzyıllar önce yaygınlaşmıştır. Çağdaş Türklerin ataları göçebe hayatı sürüyorlardı, bu yüzden halılar çoğu zaman evlerin duvarları, ara duvarları ve zeminleri olarak kullanılıyordu. Sadece uzun zaman sonra bunlar, hem köylü, zanaatçı ve şehirlilerin hem de zenginler ve soyluların evleri için fevkalade dekorasyon olmuştur. Halk dokumacılığın şaheserleri refahlığın, ailenin saadet simgesi ve göstergesi haline gelip miras yoluyla intikal ederek vazgeçilmez parçası oldu. Bir kızın çeyizinin içinde halıları mutlaka bulunuyordu.

Öncellikle Türk halıcıları Kilim yani düz ve havsız halıların üretilmesini öğrenmişlerdi.

Bu yöntemi Anadolu’da göçebelik eden modern Türklerin atalarının icat ettiğine inanılmaktadır. 14. Yüzyıl otuzlu yıllarında bu toprakları gezen Meşhur Arap gezgini İbn Batutta Aksaray kilimlerine hayran kalmış ve daha önce uğradığı bütün doğu ülkelerinde bu kilimlere büyük değer verildiğini söylemiştir.

Her yıl 40 bin tondan fazla büyük miktarlarda koyun yünü toplanma hacmi, Türkiye’deki halı dokumasının başlamasına baş sebep olmuştur.

Yerli halılar müstesna çeşitliliğiyle hayran bırakmaktadır. Eskiden beri halıları üreten bölge sadece ona ait büyüleyici yöresel özelliklere sahiptir; konu, resim tasarımı, renklerin seçimi, üretim yöntemleri... Böyle bir özgünlüğü üretim sırasında bulunan çok farklı fakat, her zaman çok kaliteli olan yün ve diğer malzemelerle sağlamaktadır.

El yapımı Türk halılarıyla ilgilenen herkes mutlaka Kayseri’ye uğramalıdır. İç Anadolu Bölgesi’nde eskiden ticaret ve el sanatlarının çok geliştirildiği yerde yüzyıllarca yünden, ipekten, pamuğa, viskoza benzeyen ipek dokunuşu ve yapısı olan bitkisel elyaftan bile halılar yapılmaktadır. Bu halılardan her biri herhangi bir koleksiyonda gerçek bir mücevherdir.

Türk ustaları eşsiz olarak kabul edilmiş özel yöntemleri kullanarak halılar üretmektedir. Uzmanlar bu yönteme ‘Türk çift düğümü’ adı vermişlerdir. Bu düğüm eşyanın en yüksek dayanaklığını, sağlamlığını verip aynı zamanda deseni çok detaylaştırmak ve çeşitlendirmek için imkan sağlamaktadır. Bu arada dünyanın en sık dokulu halısı metrekarede 2 milyon 800 bin düğümlük olan Türk halısı seçilmiştir. Bundan dolayı bu halı Guinness Rekorları Kitabı’na bile girmiştir.

Türk halıları daha 14. Yüzyılda Avrupa’yı keşfetmeye başlamıştır. Gelen tüccarlar ve gezginler ellerinden geldiği kadar halılara olan talebi karşılamaya çalışıyordu. Bu yüzden hala geç Ortaçağ’ın dokumacılık şaheserlerini Avrupa’nın kiliselerinde, ve Avrupa ressamlarının tablolarında görmek mümkündür. Halıların görüntüleri dekoratif sanat araştırmacıları için önemli bilgi kaynağı olmuştur.

16. yüzyılın ortasında hüküm süren İngiliz Kralı VIII. Henry Türk halılarını toplamaya başlayıp bunların en ateşli koleksiyoncusu olmuştur.

Hatta onun koleksiyonunun en güzel örneklerinden birinin fonunda, Hans Holbein, ünlü Alman ressamı için poz vermiştir. Çağdaşlarına göre onun koleksiyonunda yaklaşık 400 dokuma yapıt bulunuyordu.

İslam ülkelerinde camilere en güzel halıları hediye etme adeti çok yaygındı. Özellikle bunun sayesinde birçok tarihi eser bugüne kadar gelmiştir. Dini kurumların yerleri hala bunlarla kaplı olduğu için bunlar üzerinden yerli halıcılığın tarihini incelemek mümkündür.

Türk halıların erbabı olan turist, İstanbul’dan yarım saatte bulunan Hereke Şehri’ne uğramadan geçemez. Buradaki işlerinin ehli ustalar doğal kaliteli ipek ipliği ile ürünlerini dokumaktadır.

Sunulan desenlerin değerlerini vurgulayan o muhteşem motifler, renkler ve ton uyumundan gözlerinizi almanız imkansızdır. Böyle bir halının yüzeyine dokunmak bambaşka ve hiç bir şeye benzetemediğiniz hissi verecek. Halının her metrekaresinin içinde en az bir milyon çift düğümü yer almaktadır. Üstelik sevgisini katan usta her birini özenerek elle yapmıştır.

    Ayrıca Hereke’de sırf yünlü olan yüksek kaliteli mamullere hayran hayran bakabilmek mümkündür. Burada halı alanların çoğu ipek mi, yünlü mü, yoksa ikisini mi alayım diye seçenek sorunuyla karşılaşmışlardır.

Halının renk tonu her zaman hatasız bir şekilde nerede yapıldığını gösterecek. Bilindiği gibi Yağcıbedir’li dokumacılar parlak mavi rengi severken, Bergama ustaları özellikle kırmızı ve bunun her çeşit tonuna değer vermektedirler. Sarı, yeşil ve zeytin renginin birleşmesi halının Edremit’te yapıldığını göstermektedir.

İç Anadolu’da bulunan Konya şehri, çok eski çağlarda 13. Yüzyılın ünlü İtalyan gezgini Marco Polo tarafından kendi notlarında bahsettiği halılarla ün kazanmıştır.

Çağdaş Türk ustaların özel uzmanlaşması var; onlar pamukla yünü birleştirerek eski Türk halıların tıpatıp kopyasını üretmektedir. İnsan ellerinin zarif eserleri, renklerin ve yüzyıllarca yerine oturmuş klasik deseninin uygunluğu ile erbapların ilgisini çekip tamamen çağdaş izlenim yaratmaktadır.

Genelde her Türk halısı çok dikkatlice, sabırla ve düşünerek okunmaya tabi olan eski bir kitaba benzemektedir. Aynı kitap gibi onun içinde birçok anlam, ima, mesaj, muamma ve simge yer almaktadır. Bilen adam, kırmızı rengin varlık dileğini, yeşilin cennetle çağrışımının var olması, mavinin yüceliği ve asilliği simgelemesi, sarının başarısızlıktan koruma yeteneğine sahip olması ve siyah rengin hayattaki problemleri çözmeye yardım edebilmesini açıklayabilir. Farklı halkların halılarında ki renk, konu ve desenler sıkça birbirini andırıyor. Fakat sadece Türkiye’de halılarda farklı üsluplu lâlelerin yansıması yaygındır. Burada bu çiçekler Sultana değer bir hediye olarak sayılmaktadır.

Son yüzyılda dokumacılığın milli konuları Türkmen ve Kafkas halkları gibi göçmenlerin getirdiği motiflerle zenginleştirilmiştir.

Türkiye’nin bazı bölgelerinde yerli bitkilerden alınmış doğal boyalar hala kullanılmaktadır. Halının dokunacağı yün boyamasında boyaların kullanma ve hazırlama teknolojileri el sanatçılarının ailelerinde kuşaktan kuşağa geçmektedir.

El yapımı Türk halılarının üretim genişliği de şaşırtıyor; yılda yaklaşık 4 milyon metrekare üretilmektedir. Aynı zamanda bu işin yapılması için ne kadar emek verilmesi gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır. Genelde bir usta halının bir metrekaresini dokumaya yaklaşık 60 çalışma günü harcamaktadır.

Üretim uzunluğu, çetinliği ve talebin hızlı artması geçen yüzyılın 70’li yıllarında halıların makineli üretiminin başlamasını sağlamıştır. Halı üretiminin 3 bininci yıllarının başında makineli üretim yıllık 27 milyon metrekare ile pay sahibi olmuştur. Türk tekstil ihracatının toplam hacminde yüzde 2 oranı bu efsane ürünlerin payına aittir. Halılar; Almanya, ABD, Japonya, İtalya, Suudi Arabistan, İngiltere ve Rusya’ya ihraç edilmektedir.

Türkiye’de Milli halı dokumanın örnekleri toplanıp özenle korunmaktadır. Kanımızca, İstanbul’u gezmeyi planlıyorsanız o takdirde Mavi Cami’de bulunan El Yapımı Halılar Müzesi’ni görülecek yerlerin listesi içine mutlaka ekleyin. Orada ülkenin dekoratif sanatlarının birçok emsalsiz eski başyapıtlarını bulacaksınız.

Kabul edin, bir Türk halısı seçerken normalde her birinin ünlü veya isimsiz bir ustanın sanat çalışması sonucunun olduğunu düşünmüyoruz. Beğendiğiniz halı, insan eliyle yapılan mucize, Türkiye’nin maddi kültürünün yüzlerce yıl süren bir nevi neticesidir; halıların desenlerinin her unsuru ise babadan oğula geçen halk bilgeliğinin yansımasıdır.

Böyle bir halıyı alıp sadece mülkiyetimize bir sanat eseri katmıyoruz. Bununla beraber kendi evimize bizim için dost olan halkının gönül sıcaklığı, ustanın büyük özenle ve emekle yapılmış yetkinliğe eklediği, büyük ve temiz kalbinin parçasını getiriyoruz.